Alev'in tarif günlüğü

20 Mart 2015 Cuma

Bazıları yulaf sever*

Kendinizi modern, sağlığını ve fit görünümünü korumaya özen gösteren bir birey olarak tanımlıyorsanız, yulafla hatırı sayılır bir hukukunuzun olması kuvvetle muhtemeldir. Sabah, çalıştığınız plazaya yetişmek için karga bokunu yemeden kalkıyor, akşamsa geç saatte bitirdiğiniz mesainin üzerine bir de spor salonuna yetişmeye çalışıyorsanız yemek yemeye vakit ayırmak adeta bir lüks haline gelmiş demektir. Elbette ki siz poğaça, simit gibi sağlıksız, karbonhidrat deposu atıştırmalıklara yüz verecek cinsten de değilsiniz. Enerjinizi tazelerken formunuzdan ödün vermek istemezsiniz. Her şeyiniz yüksek kalite, tabii ki aldığınız kalori de kaliteli olacak.

Konumuz yulaftı, nasıl buralara geldik? Yazıya nasıl başlasam diye düşünürken yulaf bana plaza çalışanlarını çağrıştırdı. Çünkü gerçekten de uzun süre tok tutmayan hamurişi atıştırmalıklara karşı yulafla türetilebilen onlarca kahvaltılık ve ara öğün seçeneği oradan oraya koşturanlar için adeta hayat kurtarıcı olabiliyor. Kısa süre önce verdiğim GRANOLA tarifi bence bunların başını çekiyor. Büyük bir kavanoz hazırlayıp buzdolabında saklayabiliyor, evden çıkarken de bir küçük kutu süt veya küçük bir kap yoğurt eşliğinde rahatlıkla yanınıza alabiliyorsunuz. Yine aynı şekilde evde sevdiğiniz kurumeyve ve kuruyemişleri yulaf ezmesiyle harmanlayıp müsli hazırlayabilir, aynı granola gibi tükebilirsiniz.

13 Mart 2015 Cuma

Ev yapımı "Nutella" desem...

Diyorum ki; bu blog yazısıyla alır yürürüm ben. Çünkü konumuz çikolatalı fındık kreması! Nutellası olmayınca kendini eksik hisseden, aniden bastıran tatlı krizlerini Nutella kavanozuna kaşık daldırarak dindiren genç kızların olduğu bir ülkede yaşıyoruz sonuçta. Bizim evde de her daim bulunur bu arkadaştan (arkadaş mı düşman mı belli değil), fakat sadece hafta sonları, o da kahve makinesinin arkasına saklanan Yiğit tarafından Ege'den gizlice ekmek üzeri tüketilir. Bense bir gece kuşu olarak, geceleri canım tatlı çektiğinde çay kaşığıyla minik minik aşırırım bu insanı durduk yere günaha sokan "pis" şeyden! Evet "pis" çünkü, "içindekiler"i okumak hiç de tadı gibi tatlı bir duygu vermiyor insana. Nutellanın içinde bir ben yokum, gerisini siz düşünün.

Ege'nin çikolataya olan düşkünlüğünden dolayı, tanıştığı takdirde Nutellanın bağımlısı olacağından ve kahvaltıda başka hiçbir şey yemek istemeyeceğinden eminim. O yüzden -her ne kadar içinizden kimileri beni ve Yiğit'i gaddar bulacak olsalar da- Ege'ye bugüne kadar hiç Nutella yedirmedik. Her ne kadar bu "içine şeytan kaçmış güzellik kraliçesi"ni oğluma yedirmek istemesem de onu mutlu etmeyi de bir o kadar çok istiyordum. Bundan bir süre önce Refika Birgül'e ait çikolatalı fındık kreması tarifini görünce gözlerimde ışıklar çaktı, sevinçten içim kıpır kıpır oldu. Hep böyleyimdir zaten; "ben bunu yaparım ya" dediğim bir tarif gördüğümde veya yaptığım bir yemeği çok beğendiğimde çok heyecanlanır, her şeyi detaylarıyla önüme çıkan herkese anlatma arzusuyla dolarım.Üstelik bu sefer Ege'nin de Yiğit'in de doğum günleri çok yakındı ve ikisini de acayip mutlu edecek ortak bir yeni yaş sürprizi olarak bu reçete biçilmez kaftandı. Kremayı yapmak için haftalar önceden kabuklu fındığımı aldım, kabuklarını kırıp hazır ettim.

Nihayet bugün Ege'nin doğum günüydü. Doğduğu günden beri yaşam enerjisiyle dolup taşan, bize varlığıyla mutluluk veren ve çok şey öğreten küçük prensimiz 4 yaşını bitirdi. Ben de o okuldayken Refika'nın verdiği ölçülerle biraz oynayarak (daha az çikolata koymak gibi), yapım aşamalarının her birinde cezbedici kokular yayan bir çikolatalı fındık kreması hazırladım ve akşam yemeğinden sonra Bozcaada'dan gelen "ada ekmeği"mle birlikte (meşhur alishiro'yu bilmeyenler buradan lütfen) Ege'yle Yiğit'e servis ettim. İkisi de kremanın daha tadına bile bakmadan sevinçten dört köşe oldu. Gerisini sizin hayalgücünüze bırakıyorum ve artık tarife geçiyorum.

6 Mart 2015 Cuma

Tuzlu muffin sevenler sizi şöyle alalım

Muffin denince akla kekin küçük porsiyonlarda sunulmuş hali geliyor çoğunlukla. Fakat kahvaltıda yiyecek farklı bir alternatif arayanlar veya börek yapmaktan sıkılanlar için çok hoş tuzlu kek ve muffin tarifleri var. Tuzlu hamurişleri özel ilgi alanım, pratik bir tarif gördüm mü hemen not ediyorum. Ve ne yazık ki kısa süre içinde de hemen hepsini ben tüketiyorum. Siz siz olun bu vereceğim tarifi misafirleriniz geleceği zaman veya başkalarıyla paylaşma imkânınız olduğunda hazırlayın. Hepsi size kalırsa benim gibi yiyip yiyip pişman olabilirsiniz. 

Aslında bu vereceğim reçete, yani Ispanaklı Peynirli Muffin, geçtiğimiz haftalardan birinde Ver Fırına programında yapılmıştı. Elbette kendi sitelerinden de aynı tarife ulaşmanız mümkün ama benim burada amacım "denedim, beğendim, işte böyle bir şey oldu, gönül rahatlığıyla pişirebilirsiniz" diyebilmek. 

Not: Bu muffinleri hazırlamak için mutfak tartısına ihtiyacınız olacak.